GÜNCEL

Nerden Çıktı Bu Asfalt Vergisi

Son zamanlarda vatandaşla belediyeleri karşı karşıya getiren sorunlar arasında “asfalt vergisi” olarak tabir edilen, hukuken “asfalt katılım bedeli” şeklinde adlandırılan bir tür vergi yer alıyor. Belediyelerin yol ve asfalt müdürlükleri kentin dört bir yanında yaşayan konut sahiplerine gönderilen ihbarnamelerle vatandaştan önceki yıllarda belediyenin yaptığı asfalt hizmetinin maliyetine katılımaları için ihbarnameler dağıtılarak söz konusu tutarları ödemeleri talep edilmektedirler. Binlerce lirayı tutan bu ödeme talepleri, daha önce  böyle bir durumla karşılaşmamış olan belediye sakinleri tarafından anlaşılamamakta, duruma tepki gösterilmektedir. 

Ben Ödemem Kardeşim, Haksızlık Bu!

Vatandaşların kendilerine yapılan tebligata itiraz noktaları arasında çok farklı hususların bulunduğunu görüyoruz. Örneğin bazıları daha önce de belediyenin asfalt döktüğünü ancak kendilerinden bu şekilde bir vergi istenmediğini söylemekte, bazıları evlerini satın almadan önceki tarihte dökülen asfaltın parasının kendilerinden istendiğini iddia etmekte, bazıları ise evlerini kısa bir süre sonra satacaklarını belirterek kendilerinin kullanmayacakları asfaltın bedelini üstlenmek durumunda kaldıklarını ifade etmekteler. Keza, asfalt kullanım bedellerini çok yüksek bulan veya aynı binada yaşayan komşular arasında ödenecek bedeller arasında ciddi farklılıklar olduğunu söyleyen vatandaşlar da bulunmakta.

Vatandaşlara gönderilen ihbarnamelerdeki "Yol Harcamalarına Katılma Payı" olarak adlandırılan bedeller, 1981 yılında yasalaşan 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Yasası'nın 86 ila 94. sayılı maddelerine dayanmaktadır. Yani söz konusu yasa maddeleri 33 yıldır uygulamada ve o tarihten bu yana çok az değişikliğe uğramış durumda. Söz konusu maddelere bakıldığında belediye harcamalarına katılım payı şeklinde yapılabilecek tahsilatların sadece  asfalt bedellerinden ibaret olmadığı görülmektedir. Yasanın 87’inci maddesinde “kanalizasyon harcamalarına katılma payı”, 88’inci maddesinde ise “su tesisleri harcamalarına katılma payı” adı altında farklı katılım bedellerinin öngörülmüş durumdadır. Bu itibarla, bulundukları yerlerde yararlanmalarına sunulan yeni yapılmış bir kanalizasyon tesisi veya su tesisi bulunan konut sahiplerinden yol bedelinin dışında bir de su veya kanalizasyon tesis bedeli katılım payı ödemeleri istenmesi hiç şaşırtıcı karşılanmamalıdır. 

Belediye Gelirleri Kanununun üçüncü kısmında yer alan yol, kanalizasyon ve su tesisleri harcamalarına katılma paylarının uygulanmasına ilişkin düzenlemeler kapsamında ayrıca bir çıkarılmış bir Yönetmelik de bulunmaktadır. Söz konusu  Yönetmelik 2464 sayılı Kanun gibi 1981 yılında yürürlüğe konmuştur. Kanunda 1985 yılında 3239 sayılı kanunla yapılan değişiklikler ise henüz yönetmeliğe işlenmemiştir. Bu değişiklikle Kanunun 89. Maddesindeki harcamalara katılma payının üst sınırı arttırılmış, harcamalara katılma payları bina ve arsalarda vergi değerinin yüzde 1’ini geçemez ifadesi, yüzde 2’sini geçemez şeklinde değiştirilmiştir. Ancak, aynı sınır yönetmelikte hala yüzde 1 olarak görülmektedir. Benzer şekilde Kanunda yapılan değişiklikle belediyenin yaptığı harcamaların ancak “1/3 ‘ünü” hizmet götürdüğü ilgililerden tahsil edebileceği maddesi, “tamamı” olarak değiştirilmiş ancak aynı husus yönetmelikte 1/3 olarak kalmıştır. Ayrıca, yine 1985 yılında harcamalara katılma payının tahsil süresi 4 yıldan 2 yıla indirilmiş, fakat yönetmelikte bu değişiklik yapılmamıştır. Uygulamanın belirlenmesinde, Kanun maddesi, Yönetmeliğe nazaran daha üst bir norm oluşturduğundan halen Kanunda yer alan üst sınırlar ile tahsil süreleri uygulanmaktadır. Öte yandan 2012 yılında söz konusu Kanunda yapılan bir değişiklikle “katılım payı“ alınması belediye meclisinin kararına bağlanmış durumdadır. Başka bir ifade ile Belediyeler veya ilgili kuruluşları ancak meclisin karar vermesi durumunda bu yöneteme başvurabilmektedirler.

Yol Harcamalına Katılma Payı Hangi Durumda Alınmakta?

Yol harcamalarına katılma payı, Kanunun 86. Maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Buna göre;

a) Yeni yol açılması;

b) Mevcut yolların yüzde 40 nispetinde veya daha fazla genişletilmesi;

c) Kaldırımsız ve bakımsız bulunan yolların, kaldırım veya parke kaldırım haline getirilmesi veya asfalt yapılması, kaldırım veya şose halindeki yolların da parke, beton veya asfalta çevrilmesi;

d) Mevcut kaldırım veya parkelerin sökülüp yeniden düzenlenmesi,

hallerinde bu yolların iki tarafında bulunan veya başka bir yola çıkışı olmaması dolayısıyla bu yoldan yararlanan gayrimenkullerin sahiplerinden Yol Harcamalarına Katılma Payı alınır. Yolların kaldırımlar da dahil olmak üzere (15) metreden fazla genişliklerine düşen giderler, belediyelere ait olup harç payına konu teşkil etmemektedir.

Daha önce de belirttiğimiz üzere harcamalara katılma payı artık ancak belediye meclisinin kararı üzerine toplanabilmektedir.

Yol Harcamalarına Katılma Payının Mükellefi Kimdir?

Yol Harcamalarına Katılma Payını Ödemekle mükellef olanlar, esas olarak bu hizmetin yapıldığı yollardan faydalanan gayrimenkul sahiplerileridir. Yönetmelikte yolların iki tarafında bulunan veya başka bir yola çıkışı olmaması dolayısıyla bu yoldan yararlanan gayrimenkullerin sahiplerinden Yol Harcamalarına Katılma Payı alınacağı hükme bağlanmıştır.

Yol Harcamalarına Katılma Payı Nasıl Hesaplanır?

Harcamalara katılma payları, bir program dahilinde veya istek üzerine doğrudan doğruya yapılan işlerde, bu hizmetler dolayısıyla belediyece yapılan giderlerin tamamıdır. Ancak, bu tür hizmet giderleri Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile İller Bankası tarafından tespit edilen ve yayınlanan rayiç ve birim fiyatlara göre hesaplanan tutarları aşamaz.

Özel Devlet yardımları, karşılıksız fon tahsisleri, bu işler için yapılacak bağış ve yardımlar ve istimlak bedelleri giderler tutarından indirilir.

Harcamalara katılma payları bina ve arsalarda vergi değerinin yüzde 2'sini geçemez.

Yol Harcamalarına Katılma Payı, bu hizmetin yapıldığı yollardan faydalanan, ilgili gayrimenkul sahipleri arasında ve yukarıdaki hususlar dikkate alınarak hesaplanan katılma payları toplamının ilgili gayrimenkullerin vergi değerleri toplamına oranlanarak dağıtılması suretiyle hesaplanır.. İki veya daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkul için asıl cepheyi teşkil eden yoldan dolayı düşen pay tam, diğer yollardan dolayı düşen paylar ise yarım olarak tahakkuk ettirilir.

.Katılma Paylarının İlanı ve Tebliği

Yol Harcamalarına Katılma Payının tahakkuku, iş hangi ihale usulüne göre yapılmış olursa olsun, hizmetin tamamlanarak halkın yararına sunulmasından sonra yapılır. Ancak Yönetmelik, belediyenin çalışma programı uygulaması gereğince veya teknik zorunluluklar dolayısıyla kısım kısım inşa, tamir veya genişletme yapılması halinde, bitirilerek istifadeye açılmış olması şartı ile, katılma payının kısım kısım da tahakkukunu mümkün kılmaktadır.

Hesaplanan paylar, mükelleflerin soyadları, adları, adresleri ve kendilerine isabet eden pay miktarını gösteren ve mahiyetlerine göre mahalle, cadde ve sokak itibariyle düzenlenecek tahakkuk cetvellerinin bir ay süre ile belediye ilan yerlerine asılması suretiyle ilan olunur.

Katılma payları tutarları bu sürede mükelleflere ayrıca tebliğ olunur.

Asfalt Katılma Payları Ne Zaman Kesinleşir ?

Kendilerine yapılan yazılı tebliğ üzerine mükelleflerin söz konusu paya 1 ay içerinde vergi mahkemesi nezdinde itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Mükellefler katılma payının gerçek mükellefinin kendilerinin olmadığı, yanlış hesaplandığı, kanunda yer alan usul ve esaslara uyulmadan hesaplandığı gibi gerekçelerden birisiyle mahkemelere nezdinde “paya” itiraz etme hakkına sahiptirler. Tebliğ tarihinden itibaren bir içinde ay içinde itiraz edilmeyen paylar ise kesinleşmektedir. Keza mükellefler verilecek süre içinde ilgililerin harcamalara katılma paylarını peşin ödemeyi kabul etmeleri halinde, bu paylar, kabule ilişkin yazılı başvuru tarihinden itibaren bir ay içinde tahakkuk ettirilmektedir.

Asfalt Katılma Payları Ne Zaman Ödenir?

Harcamalara katılma payları belediyelerce veya bunlara bağlı müesseselerce, payların ilan ve tebliğ edildiği yılı takip eden yıldan itibaren iki yılda ve dört eşit taksitte ödenir. Taksitlerin her yılın hangi ayında tahsil edileceği belediye meclislerince kararlaştırılarak mükelleflere duyurulur. Peşin ödemelerde ise tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde tahsil olunur. Peşin ödemelerde mükelleflere ayrıca % 25 indirim yapılmaktadır.

Öte yandan, yukarıda yazılı ödeme sürelerini, ilgili belediyelerin teklifi üzerine, 5 yıla (peşin ödemelerde bir yıla) kadar uzatmaya ve buna göre taksit sürelerini tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Bakanlar Kurulunca bu yetkinin kullanılması halinde, uzatılan ödeme süreleri için belediyeler, belediye meclislerinin kararı üzerine ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca alınan tecil faizi oranını aşmamak üzere faiz alabilirler.

Gayrımenkulün Satışı Sırasında Vadesi Gelmediğinden Ödenmemiş Katılma Payı Varsa Ne Olur?

Satış, hibe ve trampa gibi devir hallerinde ferağ sırasında o tarihe kadar ödenmemiş taksitler peşin olarak tahsil olunur

Katılma Payı Ödenmezse Ne Olur?

Harcamalara katılma payına tabi gayrimenkullerin listesi belediyelerce ilgili tapu dairelerine bildirilir. Bu gayrimenkullerin satış, hibe ve trampaları halinde tapu dairesi payın tahsilini sağlamak üzere, belediyeyi haberdar eder ve pay ödenmedikçe intikal işlemi yapılmaz.

Öte yandan ödenmeyen Katılma Paylarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun hükümleri uygulanacaktır. Yani söz konusu borçlar için gecikme zammı ve cebri tahsil usulleri geçerlidir.

Belediyeler Neden Her Zaman Asfalt Katkı Payı Almamaktadırlar?

Su tesisatı ve kanalizasyon yapımı yanında, asfalt ve kaldırım harcamalarını hizmetten yararlananlarla paylaşma anlayışı taşıyan ve Belediye Gelirleri Kanunda yer alan söz konusu gelirlerin Türkiye’deki belediyeler tarafından tavizsiz ve kesintisiz bir şekilde uygulandığını iddia etmek son derece güçtür. Bu yasa hükümleri belediyelerimizce ne yazık ki keyfi bir şekilde uygulanmaktadır. Aynı harcama kalemi için aynı belediye içerisinde zaman içerinde farklı uygulamalara rastlandığı gibi, aynı zamanda farklı belediyelerce farklı uygulamalara da rastlanmaktadır. Bu farklılaşmanın temel gerekçesinin “siyasi” olduğunu söylemek kanımızca pek de yanıltıcı olmayacaktır. Yaptıklara harcamaların vatandaşa yansıtılması durumunda gelecek seçimlerde oy kaybına uğrayacaklarını düşünen belediyeler söz konusu gelir kaynaklarını toplamakta isteksiz ve gönülsüz davranabilmektedirler.